Otizm Belirtileri ilk üç yaştan itibaren başlayan ve yaşam boyunca devam eden, bireyin çevresiyle sözel veya yazılı bir şekilde ilişki kuramamasına neden olan gelişimsel bozukluk olarak açıklanabilir. Günümüzde yapılan testlerle erken tanı olduğunda bireyi kaliteli sosyal yaşama hazırlamak kolaylaşır. Nedeni tam olarak bilinemeyen otizmin genetik etkenlerden kaynaklı olduğu da düşünülüyor. Erkeklerde kızlara nazaran daha sık görüldüğü araştırmalar sonucunda ortaya konulmuştur. Bir çocuğa otizm tanısı konulabilmesi için altı faktörü taşıyor olması gerekir.

Bunlardan ilki göz teması kuramamadır. Oyun oynarken, konuşurken, duygularını ifade ederken göz teması kuramamaları, çekingen bakışlara sahip olmaları en belirgin Bağlar otizm belirtileri arasında yer alır. Göz temasının yanı sıra iletişim problemleri de görülür. Yaşıtlarıyla ya da yaşıtlarından büyük kişilerle konuşamama, aynı kelimeleri birden fazla kez tekrarlamaları gibi problemler görülür. Oyun çağındaki otizmli çocuk hayal dünyasında oyun kuramamasının yanı sıra oyuncağına ya da oyuncağın bir parçasına takıntılı olması da gözlemlenebilir.

Çok fazla oyun bilse de hep aynı oyunu oynayan otizmli çocuklar yaşıtlarıyla birlikte oyun kurmaktan da kaçınırlar. Tek başlarına kalmayı, tekrar eden oyunları oynamayı tercih ederler. Göz temasından kaçınan otizmli birey, ismiyle seslenildiğinde tepki veya yanıt da vermeyebilir. Aşırı hareketli ya da çok yavaş hareketli de olabilirler. Hatalı ebeveynler çocuklarının aşırı hareketli olduğunu, hiperaktif olduğunu savunurken otizm şüphesini göz ardı ederler. Fakat bu durum Bağlar otizm belirtileri arasında bulunan ve başka problemlerle karıştırılan özelliklerdendir. Bu yüzden bu özellikler bulunuyorsa en yakın uzmana danışılmalıdır. Oyuncaklara bağlılık büyüdüklerinde objelere bağımlılık olarak değişir. Düzen takıntılarıyla birlikte rutinlerindeki bozuklukları da çok hoş karşılamazlar. Bu yüzden de ev, iş ve sosyal hayatlarında birçok problemle karşılaşırlar. Konuşmalarındaki tek düzelik, farklı kelimeler bilseler bile aynı kelimeyi tekrarlama, konuşurken tekrarlayan hareketler sergileme de yine otizmli bireylerin sahip olduğu özellikler arasında yer alır.

Otizmli bireyler her ne kadar sakin görünseler de hoşlarına gitmeyen durumlarda hırçın olabilirler. Bu hırçınlık durumuyla eş zamanlı görünen hırçınlık ve kendilerine ya da etraflarındaki eşyalara zarar verme gibi sonuçlarla karşılaşılabilir. Otizmli bireyler hassastırlar. Fakat acı çektiklerinin farkında olmazlar. Bu durum Bağlar otizm belirtileri arasında bulunan en şiddetli özelliklerdir. Bu yüzden bireylerin bu gibi durumlarda sakin kalarak çocuğun kendisine zarar vermesini bir şekilde engellemeleri gerekir. Acıya karşı duyarsız oldukları gibi tehlikeye karşı da duyarsızdırlar.

Kendilerini tehdit eden durumları anlamlandırmada problem yaşarlar. Bağlar Otizm belirtileri arasında yaygın olarak görülen bir başka özellik ise sosyal ortamlara girdiklerinde korku hissetmeleridir. Okul çağındaki çocuğun öğrenme şekline karşı uyumsuzluğu da söz konusudur. Bu açıdan değerlendirildiğinde özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde, kişisel olarak hazırlanan programlara ihtiyaç duymaları olasıdır. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine ihtiyaç duymayan çocuğun eğitimi normal eğitim veren okullarda devam etse de öğretmenin ve rehberlik danışmanın takibinde olması gereken bireyler arasında yer alır. Bu konuda ebeveynlerin de rol üstlenmesi gerekir.

Çocuğun karşılaştığı sorunları aşabilmesi, çözümleyebilmesi için psikologdan yardım almaları gerekir. O an için her ne kadar otizmli bir çocuk olsa da yaşı ilerledikçe çalışan ve sosyalleşme ihtiyacı duyacak olan bir birey haline geleceği göz ardı edilmemelidir. Aileden bağımsız ve özgür olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri için kendilerine olan özgüveni ve özsaygıyı yitirmemeleri çok önemlidir. Bu açıdan düşünüldüğünde sivil toplum örgütlerine danışarak çocuğun kendisi gibi özel durumlara sahip olan çocuklarla birebir tanışması ve kendisini yalnız hissetmemesi oldukça önemlidir.