Sur Otist nedir sorunun bir yanıtı olarak, tanısı konulmuş bireylerin fiziksel gelişimlerinde belirgin bir şekilde farklılık olmadığından dolayı ilk bakışta anlaşılmayabilir. Bazı psikolojik ve biyolojik farklılıkları bulunan bireyler dışarıdan bakıldığında davranış olarak dikkat çekerler. Otist bireyler farklı düzeylerde bulunduklarından dolayı sosyal yaşam içerindeki etkileşimlerinde otist bozuklukları olduğu anlaşılmayabilir. Yüksek seviyede olan otist bireyler bulundukları ortamda hemen fark edilebilir. Erken tanı ile tedavinin başlamasıyla birlikte uygun görülen terapi yöntemlerini deneyimlerler. Psikoterapinin yanı sıra özel eğitim otist tanısı konulmuş bireylerin toplumsal yaşama adaptasyonuna yüksek oranda yardımcı olur.  

Otistik çocuk veya yetişkinlerde sosyal etkileşim problemlerine bakıldığında erken yaştaki ilk belirti çocuğun göz temasından kaçınmasıdır. Bu durumdaki otist çocuk, yaşıtı veya yaşça büyük bireylerle hiç göz teması kurmadan, kısa süreli çekingen göz temaslarıyla konuşur ya da konuşmamayı tercih eder. Diğer bir önemli belirti ve özellik ise dil ve konuşmadaki yaşanan aksaklıktır. Otist bireylerin dil becerisinin gelişmesi yaşıtlarına oranla daha geç olur. 3 yaşından sonraki dönemde çocuklar genellikle iki kelimeli cümleleri kolayca kullanabilir. Otist bireyler ise dil bu gelişim süreci uzun sürer. Bu yüzden ebeveynlerin durumu dikkate alarak bir uzmana danışmaları gereklidir. 

Sur Otist nedir diye sorulduğunda verilen cevabın içerisinde 2 yaşına gelip hiç konuşmamış olan çocuklardan da bahsedilir. Fakat bu durumun yanı sıra otistik çocukların bazıları dili sadece ihtiyacını belirtmek için kullanılabilir ya da ebeveynini işaret ve temasla yönlendirebilir. Genellikle duydukları kelimeleri ve cümle kalıplarını tekrar ederler. O kadar taklit ederler ki duydukları tavır ve ses tonunu da ayrıca taklit edebilirler. Otist kişilerin duyuları çok hassastır. Bu durum zihindeki uyaranların yoğunluğundan kaynaklıdır. Sorulan sorunun cevabı bilinse dahi doğru cevabın o anda verilmesinin zor olduğu da gözlemlenebilir. Bu durum göz önüne alındığında farklı gelişen çocuklara konuşması ya da yanıt vermesi için zaman tanımak gerekir. Ebeveynler ya da yakın çevrenin tanıdığı bu zaman önemlidir. Çünkü çocuk kendisini güvende hisseder. Böylece yaşayabileceği öfke problemlerinin önüne geçilir. Otistik bireyler karşılarındaki kişilerin duygularını okumakta ve o duyguyu yaşamakta zorluk çekerler. Karşılarında kişinin duygusunu veya duygu değişimlerini hissederler.

Fakat dil ve psiko-sosyal gelişimlerindeki problem sebebiyle kendi duygularını ve karşılarındaki kişinin duygularını yorumlamakta ve anlamlandırmakta sorun yaşarlar. Bu sebepten dolayı da genel olarak heyecanlandıkları, kaygılandıkları veya öfkelendikleri anlarda içerisinde bulundukları durumu dışarıya karşı anlaşılamayan hareket, davranış veya biraz da olsa ses olarak yansıtırlar. Bu noktada ebeveynler ya da eğitmeni otistik bireyin bu davranışının sebebini tahmin edilebiliyorsa duygunun söz ile ifade edebilir. Bu sayede otist çocuk duyguyu anlamlandırmada kolaylık yaşayabilir.  

Sur Otist nedir sorusundaki yanıt içerisindeki yaşadıkları sosyolojik ve duygusal problemlerde yer alır. Otist çocukların veya yetişkinlerin sosyalleşmesini sağlamak önemlidir. Bu durumun yanı sıra akranlarıyla olan ilişkilerindeki özgüven ve özsaygıyı kaybetmemelerini sağlamak gerekir.

Otistik bireyler için başka biriyle etkileşim içerisinde olmak, iletişimi kendisinin başlatması veya sürdürmesi oldukça zordur. Otist bireyin kendisine seslenildiğinde genel olarak tepkisiz kalmalarının yanında çevrelerindeki iyi ya da kötü olup bitene karşı da kayıtsız kalabilirler. Bu gibi şaşırtıcı durumların yanı sıra ihtiyaç duydukları şeyleri ifade etme konusunda da zorluk yaşayabilirler. İçerisinde bulundukları sosyal alanda uygun ses tonuyla konuşmakta da zorlanabilirler. Yüksek sesle veya alçak sesle konuştukları gözlemlenebilir. Ses tonunu ayarlamakta zorluk yaşayan otist bireyler karşılarındaki insanlarla aralarındaki sosyal mesafeleri ayarlamakta da problemler yaşarlar.