Yenişehir Disleksinedir sorusunun yanıtı konuşma, kelime öğreniminde ve kullanımında yaşanan güçlük olarak tanımlanabilir. Doğuştan gelen ya da sonradan oluşabilen bir öğrenme ve konuşma bozukluğu olan disleksi, sayma, okuma ve yazma çağında ortaya çıktığı gözlemlenir. Fakat bu durum bebeklik ve okul öncesi yaşlarına kadar inilebilir. Dislektik bireyler, akranlarına kıyasla daha zor okuma ve yazma öğrenirler. Kelimeleri doğru söyleyemedikleri gibi kelimeleri de uygun bir şekilde seçemeyebilirler. Yenişehir Disleksinedir cevabının nörolojik bir bozukluk olduğu da uzmanlar tarafından konuşulan bir gerçektir.

Doğuştan gelebilen ve beynin sol lobundaki dil kullanımı konusuyla ilgili bölümlerdeki farklılaşma sonucu ortaya çıkar. Tekrar etme, takılma, okuma, yazma ve doğru telaffuz edememe gibi bozulmalarla ortaya çıkar. Disleksili bireylerin beyni, bilgiyi farklı şekillerde işliyor. Bu durum da okuma, yazma, sıralama, kategori yapmak ve bilgiyi sürdürülebilir olamaması gibi birçok sorunu beraberinde getirir. Bütün bu güçlükler nedeniyle disleksili bireyler, akranlarından farklı görüldüğünden dolayı özgüven eksikliği yaşar. Bazı bilinçsiz eğitimciler ve ebeveynler tarafından disleksili bireylerin IQ seviyesinin düşük olduğu düşünülür. Bu gibi durumlarda çocuk, çözüm yolu bulamaz ve öğrenme korkusuyla birlikten okuldan uzaklaşır. Zannedilenin tam tersi olarak, disleksili bireylerin zekâlarında düşüklük gözlenmez. Sadece öğrenme, okuma, yazma ve sıralama kısımlarında beynin farklı bölgelerinin çalıştığı görülür. Disleksili bireyler akranlarına göre daha fazla meraklı oldukları görülür. Olayları birçok farklı açıdan ele alıp çok boyutlu düşünürler. Bu yüzden de dünyayı normal bireylerin gördüğünden farklı algılayarak tüm kavramları görsel olarak düşünürler. Bu yüzden de karşılarındaki kişilerle iletişim kurma, anlamlandırma ve algılamada problemler yaşadıkları görülür.

Disleksili bireyler, odaklanmada da zorluk çekerler. Bu yüzden karşılarındaki kişiyle konuşurlarken göz kontağı kurmakta zorlanırlar. Öğrendikleri kelimeleri uzun süre hafızalarında tutamakta problem yaşarlar. Öğrenmeleri kadar, öğrendikleri bilgilerin varlığını sürmekte de güçlük çekerler. Benzer zorluk ritimlerde yaşadıkları uyumsuzluklarda da görülür. Her ne kadar tekrar ediyor olsalar da ritim tutmakta zorlanırlar. Bu yüzden çok az sayıda disleksili müzik ile iyi derecede ilgilenebilir. 

Okul çağındaki disleksili çocukların yaşadığı bariz problemlerden biri de el yazılarıdır. Yazarken hem yavaş hem de harflerde ve sayılarda karışıklık görünür. Örneğin, b ve d harflerini karıştırdıkları gibi 46 sayısını 64 şeklinde yazabilirler ve hatta 64 şeklinde okuyabilirler. 9 ve 6 sayılarını da sıklıkla karıştırabilirler.

Disleksili bireyler özel bir eğitim programına ihtiyaç duyar. Bu yüzden özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerindeki uzmanların yardımıyla disleksilik yavaşlatılabilir ve aktif yaşamlarında uyum sağlayabilmeleri için destek alabilirler. Yaşları ilerleyen disleksili bireylerin okuma problemleri düzeltilebilir fakat yazma problemleri çoğunlukla kalıcı olabilir. Dislektikli bireylere yaklaşırken aşağılayıcı, küçük düşürücü tavırlardan ve davranışlardan uzak durmalıdır. Disleksi bir problem olabilir. Fakat bir hastalık değildir. 

Disleksili bireylerin yazma, okuma gibi becerilerinin yanı sıra seslere karşı olan duyarlılıkları da problem haline gelebilir. Bu yüzden de sesler yüzünden dikkatleri kolay bir şekilde dağılabilir. Düşündüklerini kelimelerle uygun bir şekilde bir araya getirerek konuşmakta ve ihtiyaçlarını ifade etmekte zorlanabilirler. Aksayarak konuşmalarının yanı sıra bazı disleksili bireyler strese girdiklerinde kekeleyebilirler. Bu konuda dil ve konuşma terapistlerinden destek ve yardım almaları önerilir. Böylece hem streslerini yönetmeyi hem de kendilerini doğru bir şekilde ifade etmeyi öğrenebilirler.