Dil Konuşma Terapisi, ergoterapi olarak da bilinir. Çocukların ve yetişkinlerin konuşma ve dil performansını etkileyen bozukların iyileştirilmesi için yapılan çalışmalar arasında yer alır. Kekemelik gibi konuşma bozuklukların düzeltilmesinde ve artikülasyon bozuklukların iyileştirilmesinde de Dil Konuşma Terapisi etkin rol alır. Hızlı konuşma, günlük yaşamda bir sorun olarak görülmese de normalden hızlı konuşma da bir problemdir. Kekemelik gibi dil gecikmesi de terapi alınması gereken sorunlardandır. Terapi için gidilen dil probleminin yanı sıra Dil Konuşma Terapisi fark edilmeyen, sorun olarak görülmeyen konuşma ve dil becerilerini de takip ederek kontrol altına alır. Küçük yaşlarda görülmeye başlanan bu konuşma problemlerinin; psikolojik, dil ya da damağın yapısından kaynaklı olup olmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tedavi sürecinde ebeveynlerin çocuğa olan desteği önemli rol oynar. Bu yüzden çocuktaki konuşma sorunu fark edildiği anda bir uzmandan yardım alınmalıdır. 

Dil Konuşma Terapisi ve Yaş 
Dil Konuşma Terapisi için bir yaş alt sınırı bulunmaz.  Konuşma terapistinin çalışmasını sürdürebileceği her yaş çocuğa tedavi uygulayabilir. Çocukların yaşları çok küçükse dil konuşma terapisi oyun içerisinde uygun bir şekilde yerleştirilerek uygulanır. 2-3 yaş aralığındaki çocuklarda kelime hafızası ve öğrenme hızı arttığından dolayı terapiye ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuç alınır. Bu bozukluk için uygulanan tedavide süre, birçok etkene bağlı olarak çocuktan çocuğa, bireyden bireye değişkenlik gösterir.  Birkaç seansta ya da aylarca süren terapilerden sonra da iyileşme sağlanabilir. 

Duygusal ve sosyal sorunların önüne geçilebilmesi açısından ergenlik dönemlerinden önce, daha erken fark edildiyse o anda Dil Konuşma Terapisi için uzmanlarla görüşmeler yapılmalıdır. Çocuk yaşta durumun farkında olunmadığından dolayı psikolojik bir durumu olmayabilir. Fakat birey olma yolunda sosyalleşme aşamasında görülen konuşma güçlüğü kişinin psikolojik olarak bunalıma ve depresyona girmesine sebep olabilir. Bu yüzden psikologdan da tedavi sürecinde yardım alınması iyi olacaktır. 

Dil Konuşma Terapisi ve Tedavi
Bu terapi süresinin kısalabilmesi ve başarılı bir şekilde sonuçlanabilmesi için ebeveynlerin de yardımına ihtiyaç duyulur. Çocukların oyunları içerisine yerleştirilen tekniklerle evde de terapiye devam edilebilir. Farklı metotlar ve egzersizler uygulanan bu terapide prompt tekniği ve sesletim tekniğine başvurulur. Prompt tekniği, birçok farklı dil konuşma sorunlarında, dokunsal ipuçlarına dayalı bir şekilde kullanılır. Bu prompt tekniğini kullanabilmek için PROMT Enstitüsünün verdiği kurslara katılarak eğitim ve sertifika alan terapistlerle çalışılmalıdır.  Sesletim tekniğinde ise uygun görülen her yaş grubuna uygulanabilir bir tekniktir.  Konuşurken çıkarılan seslerin hatalı üretimlerine karşı yapılan tedavi tekniğidir. Bu tedavi teknikleriyle birlikte her yaş grubunun dil konuşma becerisi etkin hale getirilir. Terapinin yanı sıra uzman kişiler tarafından önerilen dil teknikleriyle de pelteklik, kekemelik, yavaş ya da hızlı konuşma gibi sorunların da önüne geçilebilir.  Tüm bu çalışmaların düzenli bir şekilde yapılmasına dikkat edilmelidir.  Düzenli olarak yapılan çalışmalar bittiğinde gün içerisinde çocuğunuzun kelimelerini düzeltmeyin. Bırakın çocuğunuz eğitimlerin ve terapinin sonucunu kendisi pratik yaparak pekiştirsin. Bu sayede nerede yanlış yaptığını, nasıl yapması gerektiğinin farkına vararak o şekilde kendi kendisini iyileştirmeyi öğrenir.  Bu durum sosyal hayatlarında ebeveynleri olmadan da özgüvenli bir şekilde konuşmalarını ve iletişim kurmalarına olanak tanır.

Bu dil konuşma bozukluğunu kabullenemeyen, çözmek için bir uğraş sarf etmeyen ebeveynlerin olduğu da unutulmamalıdır. Çocuğun, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerindeki sosyal çevreleri, iş hayatı gibi hayatlarını etkileyen önemli dönemlerde ne gibi sonuçlarla karşı karşıya kalınabileceği unutulmamalıdır. Bu noktada ebeveynlere çok iş düşmektedir. Çocuğun ruhsal ve duygusal durumu göz ardı edilmemelidir.