Duyu Bütünleme, bedenimizden ve çevremizden aldığımız duygu bilgisinin anlamlandırılması ve buna uygun davranışın oluşturulmasına verilen addır. Duyusal bütünleme, çevresel etkileşimde vücudun etkili bir şekilde kullanılabilmesine olanak tanımak için vücudun duyu bilgisini yönettiği nörolojik bir süreçtir. Öğrenme sürecinde de etkili olan bu duyusal bütünleme, anlamlı aktiviteyle beyni geliştirerek duyusal motor gelişimi sağlar.
Öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerde sıklıkla motor ve duyusal problemler görülür. Bu problemleri rehabilite edebilmek ve toplumda iletişim problemleri yaşarlar Buna da duyusal bütünleme bozukluğu adı verilir.  Bu duyu bütünleme terapisi ile öğrenme güçlüğünün ortadan kalkmasına, algılama, anlama ve motor beceri planlama seviyesini arttırmak için terapiye ihtiyaç duyulur. Çocuk gelişiminde olduğu gibi bireylerin sosyal yaşantılarında da duygu bütünleme terapilerine ihtiyaç duyulur. Bu terapi sayesinde sosyal çevreleriyle uygum sağlayarak davranış ve duygu durumları kontrol altında tutulabilir. 

Duyu Bütünleme Bozukluğu 
Bu bozukluk, disleksi gibi dikkat eksikliğine ve hiperaktiviteye sebep olan rahatsızlıklarla birlikte görülür. Öğrenme güçlüğü olan çocukların ya da bireylerin, sosyal ve iş yaşamlarında yaşadıkları problemlerin önüne geçebilmek adına önemlidir. Duyusal bütünleme bozukluğu, genetik ve kromozomal bozukluk görülen kişilerde de görülür. Yaygın gelişimsel bozuklardan biri de otizmdir. Otizmli çocukların ve bireylerin, yaşadıkları temas ve kalabalıktaki korku sorunların da tedavisinde Duyu Bütünleme terapisine ihtiyaç duyulur. Ayrıca hafıza güçlüğü yaşayan, sakar ve sürekli hareket istediği de duyusal bütünleme bozuklukları arasında yer alır. Disleksi problemi yaşayan bireylerdeki normalden hız ya da yavaş konuşma da bu bozukluk arasında yer alan yaygın problemlerden birisidir. 

Çocukların ve Bebeklerin Duyu Bütünleme Problemi Nasıl Anlaşılır?
Bebeklik döneminde kolayca korkan bebeklerde duyusal bütünleme bozukluk olduğu düşünülebilir. 3 yaşa kadar olan dönemde işaret edememe, konuşamama gibi problemlerin yanı sıra 2 yaşına kadar olan emme döneminde yaşanan emme probleminin sebebi de bu bozukluk olabilir. Yaşına uygun oyuncaklarla oynamada güçlük, oturma ya da uyuma sorunları gibi problemler de yine duyusal bütünleme problemleri arasında yer alır. Bu duyusal bütünleme bozukluğunda çocuğun ve bireyin kendisine olan güveninde de azalma görülür. Okul öncesinde fark edilemeyen duyusal bütünleme bozuklukları, okul çağına gelindiğinde fark edilmeye başlanır. Bu durumda öğretmen, aile ve ergoterapistler birlikte çalışarak çocuğun okuldan kaçmasını önlemek ve eğitimden geri kalmamasını, psikolojik ve fiziksel zararlardan korumaları gerekir. Fark edildiği ilk anda ebeveynlerin çocuğa destek olması, çocuğun bunalıma ve depresyona girmesinin önüne geçer. Yazı yazma güçlüğü yaşayan çocukların ve ev ödevi yapamama, çabuk sıkılma gibi sorunların önüne geçebilmek için öğretmenin ve terapistin birlikte çalışarak çocuğa uygun programların hazırlanması önemlidir. 

Duyu Bütünleme ve Yetişkinlik 
Dikkat dağınıklığından dolayı odaklanamama, verilen görevleri takip edememe, yeni bir işe başlayamayacak kadar, bir önceki işe dikkat edilmesi de yetişkinlerde görülen Duyu Bütünleme bozukluklarından biridir. Kendi başlarına yaşayabilen disleksili bireylerde ev ve iş yerindeki aktivitelerindeki organizasyon problemi olarak görülür. İş hayatlarında uzun süre oturamama, sürekli olarak uzanmak istemelerinin sebebi de yine duyusal bütünleme bozukluktur. Bu bozukluklar, duygu bütünleme terapileri sayesinde düzelme yaşanabilir. Terapinin olumlu sonuçları içerisinde bulunan kişinin davranışlarını ve duygularını kontrol altında tutarken, sosyal çevreleriyle uyum sağlamaları amaçlanır. Bu amaç doğrultusunda hareket eden terapistler, bireyin hayatlarını huzurlu ve sorunsuz bir şekilde idame ettirmelerinde oldukça etkilidir. Her ne kadar yetişkin de olunsa ailenin desteği terapinin her sürecinde önemlidir.  Aile, eğitmen ve terapistlerin desteğiyle bu bozukluk büyük oranda giderilebilir.